Helios'un Kutsanmışları - 6. Bölüm
Jacob’un yardımı ile odama çıkıp üzerimi bile değiştirmeden kendimi yatağa attım. O da kılıcını yatağın yanında bıraktıktan sonra yanıma uzanıp bana sarıldı.
“Sevgilim, güneş saçlım, kehribar gözlüm. Hep burada, kollarım arasında olacaksın. Kimse, hiç kimse saçının tek teline zarar veremez. Korkma.” Saçlarıma, yüzüme kondurduğu öpücükler ile rahatlamamı sağlamıştı. Ağlamam geçmiş olsa bile halen titremem devam ediyordu.
“Jacob, oradaki bakışın. Benden korktun mu?”
Saçlarımı okşayan eli bir an durakladı.
“Sana yalan söylemek istemiyorum ama güzel ve kırılgan gördüğüm bu kızın içinde bir tanrı gücü saklı olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. İstemsiz bir ürktüm. Çünkü artık bana ihtiyacın kalmayacağını düşündüm. Bırak beni dünya üzerinde kimsenin korumasına ihtiyacın yok artık.”
Kolları arasından çıkıp gözlerine baktım. Yalan söylüyor. Tüm kalbimle hissedebiliyorum. Farklı bir şeyler var. Yalan söyleyince hep gözlerini kaçırır.
“Tek sebep bu mu gerçekten?”
Gözlerime bakamıyor. Biliyordum. Ama üstüne gidip çok zorlamak istemedim. Zaten buna enerjim de yoktu.
“Öyle. Başka ne olabilir ki? 3 senedir senin güvenliğin ile ilgiliyim. Ama şimdi birdenbire benim korumama ihtiyacın olmadığını, tek başına en büyük orduları yenebilecek olan kutsanmışlardan biri olduğunu öğrendim. Aramız açılır diye korktum. Artık bana ihtiyacın olmadığı için benimle eskisi kadar yakın olmazsın diye…”
Dudaklarımı dudaklarına bastırıp daha fazla konuşmasını engelledim. Keşke bilseydi ve önceki hayatımda yaşananlardan dolayı ne kadar kırılgan ve güçsüz olduğumu, o zamanlar neden beni korumadığını ve nerede olduğunu sormayı isterdim.
“Ne olursa olsun sen benim nişanlım, geleceğin güneş krallığı kralı ve baş şövalyemsin. Bu asla değişmeyecek Sör Jacob. Bu yüzden her zamanki gibi en yakınımda durup beni korumaya devam et.”
Yeniden birbirimize sarılıp hiç konuşmadan uyuyana kadar öyle kaldık. Yarın her şey daha güzel olacak.
~Aynı gece batı krallığında, küçük bir krallıkta yeni bir güç yükselmeye başlamıştı. Kimse onu tanımıyordu ama kulaktan kulağa yayılan haberlere göre 18. yaş gününü kutlayan düşmüş Ay Krallığı prensi kutsanmış olduğunu söyleyerek bütün batı krallığına boyun eğdirmiş ve büyük bir savaş hazırlığına başlamıştı. Güneş doğana kadar batıda onun emri altına girmeyen hiçbir soylu kalmamıştı. Hedefi ise bütün yönetimi elinde tutan doğudaki Güneş Krallığıydı.~
Uyandığımda Jasper’ı yanımda bulamadım. Kapının önünde olduğunu düşünüp seslendim. Jacob’dan cevap alamayınca hizmetlilere seslendim. Hizmetlilerin yardımı ile hazırlanıp yemek salonuna indim.
“Neden kimse gelmemiş? Çok mu erken kalktım yoksa?”
“Prensesim, Kral, Kraliçe ve Prens Edgar İmparatoriçenin odasındalar. Sör Jacob ve diğer komutanlarda aynı şekilde. Önemli bir toplantı olduğunu söylediler.”
“Beni neden uyandırıp çağırmadılar? Bir sorun mu var?”
Karşımda duran kişi baş hizmetli Amelia’ydı. Kendisi birçok soylu kadından çok daha güzel ve akıllı olsa da halktan geldiği için yalnızca hizmetli olarak çalışabiliyordu. Başa geçtiğim zaman onu bir soylu ile evlendirip güç sahibi olmasını sağlamak istiyorum. Bu şekilde onu kişisel asistanım yapabilirdim. Kraliçe de kendisine çok güveniyor ve zamanında benim dadılığımı da yaptı. 40’lı yaşlarında olmasına rağmen en az 10 yaş daha genç görünüyordu.
“Meselenin ne olduğu konusunda bilgilendirilmedim fakat Kraliçe yemeğinizi yiyip kendisini bahçede beklemenizi söyledi. Geldiğinde size her şeyi açıklayacakmış.” Tek başıma oturup kahvaltı yaptıktan sonra emredildiği gibi bahçeye çıktım. Defterim yine yanımdaydı ve kimse yanıma gelmeden önce bir şeyler karalama karar verdim.
Nicole. Geçmiş hayatımda bana işkence edip başa geçmek için gücümü almak isteyen oydu. Kendisi güney krallığından soylu bir ailenin en büyük kızıydı. Ama dedikodulara göre çok akıllı değildi ve kendisinden sonra doğmuş olan kız kardeşi zekâsı ve askeri becerileri ile taht sırasında onun yerini alabilirdi. Ayrıca ikiz erkek kardeşleri de küçük ablalarını destekliyordu. Nicole gibi sarayda kalıp mücevherler ve lüks elbiselere para harcayan ablaları yerine, savaş meydanında ön saflarda yer alabilecek ablaları onlara göre daha yararlıydı. Uzun zamandır ülkeler arasında bir huzur ortamı hâkim olsa da geçmişte yaşanan ve olumlu bir sonuca varmamış birçok mesele yüzünden bir gün savaş çıkacağı konusunda herkes hemfikirdi. Bu yüzden ne olur ne olmaz her zaman askeri güce önem veriliyordu. Onun lüks ve güç takıntısı başına bela olmalıydı fakat abim ile evliliğinden elde ettiği statü ile düğünden 3 ay sonra güney krallığı imparatoriçesi olmuştu. Sanırım o zaman bana daha çok samimi davranmaya başlamıştı. Bu şekilde yakın davranarak, elimde bulunan güç ile de beni rahatça kaçırıp hapsetmiş olmalı. Hafızamın halen bulanık olan bölümlerinde yanında bir erkek olduğunu hatırlıyorum. Edgar olmadığına eminim çünkü sesi ve giyimi bizim krallığa ait değildi. Daha çok bir şövalyeyi andırıyordu. Hatırladığım kadarıyla koyu renk saçları vardı. Batı krallığından biri olabilirdi.
Her krallığın belli fiziksel özellikleri mevcuttu. Özellikle de saç renkleri kişinin kanında bulunan krallığı anlamaya yardımcı olabilirdi. Batı ve Doğu krallığı kanları daha baskındı. Fakat kuzey ve güney krallıklarının da kendilerine ait özellikleri vardı. Nicole kuzeyli bir anne ve doğulu bir babanın çocuğu oldu için kuzeylilerin soluk mavi gözlerine, doğuluların ise sarı saçlarında sahipti. Ah, o kadın hakkında bu kadar düşünmek yeniden başımın ağrımasına neden olmuştu. İlaç alsam iyi olacak.
“Amelia, lütfen bana baş ağrım için ilaç hazırlar mısın?”
“Elbette hanımım. Yanına çay ve atıştırmalık bir şeyler de ister misiniz? Kahvaltıda fazla bir şey yemediniz. Aç bir mide ile düşünmek baş ağrınızı tetikleyebilir.”
Derin düşüncelere dalmış olduğumu anlaması ve buna göre davranması beni mutlu etmişti.
“Teşekkürler. Lütfen söylediğin gibi yap.”
Amelia mutfağa doğru giderken Kraliçenin bana yaklaştığını gördüm. Sandalyemde kalkıp selam vermek için hamle yapmıştım ki eliyle beni durdurdu.
“Otur lütfen Elizabeth. Sabah sen uyurken uzun bir toplantı yaptık. Yorgun olduğun için seni uyandırmadık. Birkaç karar aldık. Dün gece konuştuğumuz şeyleri netleştirdik ve bugün bütün krallığa açıklanacak şekilde düzenledik.
Öncelikle bundan sonra kraliyet sarayı bahçesi halka ve soylulara kapalı. Bizim davetimiz olmadan hiç kimse saray bölgesi içinde bulunmayacak, bulunan olursa cezalandırılacak. Sarayındaki korumaları arttırdık. Jacob odanın olduğu koridorun başındaki boş odaya taşınacak. Senin koridorunda her zaman 4 nöbetçi bulunacak. Ve bundan sonra uzunca bir süre saraydan ayrılman yasak. 18 yaşına basıp resmi olarak imparatoriçe olana kadar seni saraya hapsediyoruz. Dokunulmazlığın olana kadar seni korumanın en iyi yolunun bu olduğunu düşündük. Güçlerini kullanabilmen için bir eğitmen bulmayı düşündük fakat dünya üzerinde, bildiğimiz kadarıyla, senden başka kutsanmış yok. Büyük büyük annen Elizabeth gibi güçlerini kontrol etmeyi kendin keşfetmelisin. Bunun için sana özel bir talim alanı hazırlayacağız. Askeri alana yakın olacak bu şekilde askeri yeteneklerini de geliştirebilirsin. Kraliyet askerlerinden Sör Jasper seni eğitmek için oldukça istekli. Şu anlık durum bundan ibaret.”
Sör Jasper Kraliyet şövalyelerinin başı ve Jacob’un babası. Kendisi 4 krallığın en iyi askeri dehası olarak biliniyor. Zaman zaman çıkan küçük savaş ve ayaklanmaları neredeyse kan dökülmeden çözmesi ile Kansız Sör Jasper olarak anılıyor. Bu beni rahatlattı. Çevremde sevdiğim ve güvendiğim insanlar olması 2 sene boyunca bu kaleye hapsolsam da beni rahat tutacaktır.
“Peki ya abimin nişanlısı Leydi Nicole ve ailesi? Onlar bizim aile üyemiz sayılıyor değil mi, tıpkı Jacob’un ailesi ve şövalyeler birliği gibi?”
Kraliçe başı ile onaylıyor. Amelia hazırladığı tepsiyi masanın ortasına bırakıp konuşmalarımızı duyamayacağı bir mesafeye çekiliyor.
“Evet. Onların giriş izni mevcut. Hatta bu sebeple Edgar, Leydi Nicole için kendi sarayında bir oda tahsis etmek istedi. Biz de onayladık. Kalenin kapıları giriş çıkış için ne kadar kapalı kalırsa o kadar iyi. Ayrıca bir ay sonra yapılacak düğün töreni için yalnızca belirlenmiş soylular çağırılacak ve olabildiğince az sayıda kişi çağıracağız.”
Nicole bunu duyunca sinirden kızaracaktır. Nişanlandıkları zamandan beri en büyük hayali 4 krallığın görüp görebileceği en büyük düğüne sahip olmaktı. Bu haberi duyduğunda yüzünün alacağı şekli görmek isterdim. Fakat bu yetmezdi. Onu abimden ayırıp ailemizden, kendimden uzak tutmam lazım. Acaba kraliçeye söylesem bana inanır mıydı?
“Kraliçem size söylemek istediğim önemli bir şey-“
“Majesteleri İmparatoriçe Jasmin, Prenses Elizabeth. Sakıncası yoksa size katılabilir miyim?”
Devam Edecek…